Ve çok daha fazlası sizleri bekliyor
ABSTRACT In this study, the stele and orthostat iconographies of the goddesses worshiped in the Neo-Hittite kingdoms are examined in the context of urban landscape of the period. It has been shown that the goddesses depicted on stelea and orthostats have common feature, especially attributes, with the figures engraved on the reliefs called funerary stalae of the period. This research is dealing with 20 Neo-Hittite period stelae and orthostats. Nine of these are orthostat blocks that are exhibited in the city and preside over a narrative. The other 11 reliefs are stelae. The Karkamış and Tavşantepe stelae were unearthed in situ, but the context of the other could not be determined. The two stelae that were unearthed during the archaeological excavations indicate that those kingdoms. It is evident that the goddesses were represented in context that changed according to the political ideology of the Neo-Hittite kingdoms. While the Aslanlı Kapı complex, which dates back to the 12th century BC in Arslantepe, represented the Hittite period artistic and ideological context, the Zincirli and Karkamış represented changing socio-political and socio-cultural phenomena of the 9th century BC where the narrative presiding over hunting or war scenes and emphasizing the king’s own sovereignty and power. In this new narrative, the goddesses are seen in a leadership position. When we look at the iconographic features of the goddesses, it is seen that they are depicted standing or sitting. All goddesses are depicted with one hand bent at chest level and the other hand raised at face level. Only the Karkamış stele and the H.U.D. III ortostat has a depicted of the façade. Their clothing is parallel to the women seen in the funerary monuments. According to the fashion of the period, we can say it is depicted with a bird, and Kubaba and Hepat with protective animals such as a lion and geniidemon. The goddesses are depicted with attributes such as a mirror, wheat stalk, bunch of grapes, lotus, spindly, pomegranate, drinking bowl, and sun disc. As part of the Neo-Hittite urbanization ideology, the goddess depictions were seen both in ortostat and funerary monuments. Attributes such as mirrors, spindles and wheat stalk, and a bunch of grapes that are used for goddesses have also been found to be used in female and male figure değicted on funerary monuments. At the same time, there are also simikarities in terms of the gender hierarchy and posture position between the depictions of god and goddesses and men and women depicted in the city of the Iron Age, their similarities to female depiictions, and how it is represented by gender norms. KEYWORDS: Goddesses, Neo- Hittite, Kubaba, Shausga, Hepat ÖZET Bu çalışmada, Geç Hitit krallıklarında tapınım gören tanrıçaların stel ve ortostat ikonografileri dönemin şehir içi peyzajı bağlamında incelenmiştir. Stel ve ortostatlar üzerinde tasvir edilen tanrıçların bu dönemde mezar stelleri olarak adlandırılan rölyefler üzerinde işlenen figürlerle başta atribüleri olmak üzere ortak özellikler gösterdikleri tespit edilmiştir. Çalışma kapsamında toplamda 20 eser belirlenmiş ve ele alınmıştır. Bunlardan dokuzu şehir içinde sergilenen ortostatlardır. Diğer 11 eser ise steldir. Karkamış ve Tavşantepe stelleri in situ olarak ortaya çıkarılmış ancak, diğerlerinin ise nasıl bir kompleksten geldikleri tespit edilememiştir. Kazılar ile ortaya çıkarılan bu iki eserden yola çıkarak stellerin hem şehir içinde hem de krallıkların stratejik alanlarında sergilenmiş olabileceğini söylemek mümkündür. Tanrıçaların, Geç Hitit krallıklarının siyasi ideolojisine göre değişime uğrayan bağlamlarda temsil edildiği görülür. Arslantepe’de MÖ 12. yüzyıla tarihlendirilen Aslanlı Kapı kompleksinde Hitit sanatsal ve ideolojik bağlamıyla temsil edilirken, Zincirli ve Karkamış’ta MÖ 9. yüzyılda değişen sosyo-politik ve sosyo-kültürel olgularla, av ya da savaş sahnelerinin başında, kralın kendi egemenliğini ve erkliğini vurgulayan bir anlatı içinde temsil edilir. Bu anlatıda tanrıçalar, tanrılarla beraber önder pozisyonunda görülmektedir. Tanrıçaların ikonografik özelliklerine bakıldığında, ayakta ya da otururken tasvir edildiği görülür. Tüm tanrıçaların bir elinin göğüs hizasında bükük diğer elinin ise yüz hizasında yukarı kalkık olarak betimlendiği görülür. Sadece Karkamış steli ve H.U.D. III ortostatında ön cephe tasviri var. Giyim kuşamları, mezar anıtlarında görülen kadınlarla koşuttur. Dönemin modasına göre plili, saçaklı ya da düz kıyafetler ile tasvir edildiğini söyleyebiliriz. Tanrıça Şauşga kuş, Kubaba ve Hepat ise aslan ve cindemon gibi koruyucu varlıklar ile tasvir edildiği görülmektedir. Tanrıçalar ayna, başak, asa, lotus, iğöreke, nar, içki kabı ve güneş kursu gibi atribülerle tasvir edilir. Geç Hitit şehirleşme ideolojisinin bir parçası olan anıtsal sanat içinde tanrıça tasvirlerinin yanı sıra mezar anıtları da görülmektedir. Ata kültünü ön plana çıkaran mezar anıtlarının tanrı-tanrıça alayından hemen sonra tasvirleri mevcuttur. Bu tasvirlerde Tanrıçalar için kullanılan ayna, iğ-öreke ve başak gibi atribülerin, mezar anıtlarında tasvir edilen kadın ve erkek figürlerinde de kullandığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda, tanrı ve tanrıça tasvirlerini içeren sahneler ile anıtlarda kadın ve erkek tasvirlerinde cinsiyet hiyerarşisi ve duruş pozisyonları arasında ciddi benzerlikler görülmektedir. Bu çalışmada da tanrıçaların şehir içinde hangi bağlamlarla tasvir edildiği, kadın tasvirleri ile olan benzerlikleri ve cinsiyet normları ile nasıl temsil edildiği incelenmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Tanrıçalar, Geç Hitit, Hepat, Şauşga, Kubaba
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı
İZAHAT 1- Atın isminin sol tarafındaki rakam, o atın o koşudan evvel iştirak ettiği koşunun kitaptaki sıra (koşu) numarasını gösterir. 2- Rakamın üstündeki yıldız işareti atın o koşuyu kazandığını gösterir. 3- Rakamın üstündeki küçük rakamlar ise o atın o koşuda kazandığı ikincilik, üçüncülük ve dördüncülüğü gösterir 4- Atın isminden sonra gelen ilk rakam ve harf atın yaşını, sonraki ilk harften birincisi atın donunu (rengini), ikincisi cinsini, sonraki rakamlar atın o koşuda taşıdığı ağırlığı gösterir. 5- Donlar: a: al d: doru k: kır y: yağız 6- Cinsler: a: at k: kısrak e: erkek d: dişi g: iğdiş 7- Kilodan sonraki isim atın sahibini gösterir. 8- Atın sahibinin isminden sonra gelen isim jokeyin ismidir. 9- Jokeyin isminden sonra gelen parantez içindeki rakam atın o koşudaki start numarasıdır. 10- Start numarasından sonraki sütundaki rakamlar o atın, o koşuda yaptığı dereceyi gösterir. (Bitiriş derecesi) 11- Boy, boyun, baş ve burun: Birinciden dördüncüye kadar atların muvasalat (varış) esnasında aralarındaki mesafe farkıdır. 12- (W.O.) Wolker Over: Bir atın o koşuyu rakipsiz kazanmasıdır. 13- Bir atın yetiştiricisi, tay doğduğu zaman anasına sahip olan kimsedir. 14- (Dead Heat): İki veya daha fazla atın birlikte potoyu geçmeleridir. (At başı) 15- (M.B.H.): O at veya atlar Müşterek Bahis Haricidir demektir. 16- Birinci gelen atın isminin sağ yanında parantez içindeki isimlerden birincisi atın anasının ismi, ikincisi babasının ismidir (Orijin). 17- Orijinden sonraki isim o atı o koşuya hazırlayan antrenörün ismidir. II
Özet: Nahit Sırrı Örik, erken Cumhuriyet döneminin özgün yazarlarından biridir. 1929 yılında Kırmızı ve Siyah başlığı altında derlenmiş olan öykülerinde, temelde güzellik-çirkinlik, iyilik-şeytanilik, zafer-mağlubiyet gibi karşıtlıkların olduğu görülür. Bu öykülerde anahtar kelime " ihanet " tir. Kahramanlar çoğunlukla iradesizdir ve " ihtiras " ın kölesi olmuş durumdadır. Güzelliğin ahlaksızlıkla, çirkinliğin ise iyilikle özdeşleştirildiği görülür. Her iki cinste de güzel olan tarafta cinsel başarı bir tür " fetih " olarak algılanmaktadır. Karşı cins fethedildiğinde, ona duyulan ilgi azalır. Kahramanlardaki mazoşist-sadist ve narsist kişilik örüntüleri, onların karşı cinsle sağlıklı bir ilişkiye girmelerini engeller. Dolayısıyla, Örik'in kurmaca dünyasında aşktan değil, haset içindeki kişilerin birbirlerini ele geçirme hırsından söz edilebilir. Anahtar Kelimeler: Nahit Sırrı Örik, Kırmızı ve Siyah, aşk, ihanet, narsisizm, psikanaliz. NON-EXISTENT LOVE IN NAHIT SIRRI'S SHORT STORIES Abstract: Nahit Sırrı Örik is one of the original writers of the early Republican age. In his short stories collected in 1929 under the title of Red and Black, contrasts like beauty-ugliness, good-demonic, victory-defeat are remarkable. The key word in these short stories is " betrayal ". Characters are usually irresolute and slaves of passion. Beauty is identified with immorality and ugliness with morality. Every character that has the beauty perceives sexual achievement as a " conquest ". When the opposite sex is conquered, interest for her/him begins to diminish. Masochist-sadist and narcissist patterns of the characters restrain themselves from having healthy relations with the opposite sex. Concerning Örik's fictitious world, we cannot talk about love but characters' ambitions to conquer one another.